28 Eylül 2011 Çarşamba

Seçilmiş Şehitler

Ölüm.. ölüm elbet bir gün gelecek....Ha bugün ha 1000 sene sonra...Önemli olan gidilen yolun kutsallığı değil mi? Burada üzücü olan mesele madde planında yaşanan fasonik atışmalar,yorumlar ve diğerleri...

Meseleyi izah eden ve bu günlerde sürekli hatırlanması gereken en güzel söz ''kansız isterdim ama kan'lı olacak hakikati...''

Arap baharı,
İsrail sorunu,
PKK'nın saldırıya geçmesi,
Ortaya dökülen kasetler,
Küresel ekonomik kriz,
Füze kalkanı problemi,
İstihbarat sevislerinin ülkemize ziyaretleri....
vs..
Sürekli soruluyor neler oluyor diye?
Açık söyleyelim bir şey olduğu yok.
Edebiyat yapmaya veya komplo peşinde koşmayada gerek yok.

13 askerin şehit olduğu gün ''....13 şehit değil, ihtimal 1003 şehit bile verilecektir...'' diye yazmış devam etmiştik...
Yani bazı şeyler daha yeni başlıyor.
Üzülmeye, ağlamaya, sızlamaya gerek yok...

Ölüm.. ölüm elbet bir gün gelecek....Ha bugün ha 1000 sene sonra...Önemli olan gidilen yolun kutsallığı değil mi?
Burada üzücü olan mesele madde planında yaşanan fasonik atışmalar,yorumlar ve diğerleri...
Meseleyi izah eden ve bu günlerde sürekli hatırlanması gereken en güzel söz''kansız isterdim ama kan'lı olacak hakikati...''

Önemli olan göz göre göre yem olmamak.
Bu arınma yaşanmak zorunda. Malum arınma, eskilerin - tasavvuf- ehlinin ifadesiyle tezkiye demektir.
Tezkiye'de zekat kökünden geldiği için, malın temizliğini ifade eder.
Bu temizlik kan, kaos veya ızdırap - ne dersek diyelim - yaşanarak sonuçlanacaktır.

PKK'lı şahıs diyor ki;
'' Bir de eğer saldırı yapılacaksa önemli kişilerin seçilmesi söylendi. Mesela ailesi ‘vatansever’ diye tabir edilen kişiler öldürülmeli... Bazen ‘memlekete göre insan öldürün’ deniyor. Böylece bir Kürt-Türk çatışması oluşsun...''

Yıllardır bilinen bu sözlerin farklı bir yansıması daha var...
*
Şehit Er İbrahim Türkmen... (Nişanlıydı, dönseydi evlenecekti....25 Eylül 2011)
Şehit Er Adem Yörük... (Terhisine 35 gün vardı...25 Eylül 2011)
Şehit Er Ömer Dursun...( Terhisine 72 gün vardı...25 Eylül 2011)
Şehit Piyade Er Mutlu Saydam ...( Terhisine 57 gün vardı...2010)
Şehit Uzman çavuş Ahmet Solgun...( Nişanlıydı...Düğünü olacaktı...2010)
Şehit Er Kemal Pide...( Terhisine 84 gün vardı...2009)
Şehit Binbaşı Süleyman Can...( Binbaşılığa yeni terfi etmişti...2008)
Şehit Astsubay Kıdemli Çavuş Selam Kemer...( Evin tek oğluydu...2008)
Şehit Jandarma Uzman Onbaşı Ferhat Erdin...( 2 ay önce nişanlanmıştı, evlenecekti..2008)
Şehit Piyade Komando Er Mehmet Cücük...(Nişanlıydı, döndüğünde evlenecekti...2007)



1984' den 2011'e kadar şehit olan askerlerin hikayelerine bakın, büyük bir kısmında ortaya çıkan sonuç, acı ve dram kokan bir film senaryosu.....(SEÇİLMİŞ ŞEHİTLER...)
Kasti yapsanız ancak bu kadar denk gelir herhalde...
Ya yeni evli bir asker, ya terhisine az kalmış bir teğmen veya çocuğunun doğmasına bir kaç gün kalmış vatan evladı, yahut askeri aracın devrilmesi sonucu şehit olan nişanlı biri ve diğer manşetlere malzeme olacak, milleti galeyana getirecek şehit hikayeleri...
Birilerinin bu işe tesadüf dediğini biliyorum. Ancak gerçek olan nedir biliyor musunuz..Hiç birşey....

Zira son günlerde yaşanan olaylar karşısında kodaman entel-yazar-gazeteci-eski mitçi dedikleri adamların yorumlarına baktıkça gülüyorum..Kanaat önderi, stratejist ve akil adamlarmış...

Ellerine verilen bazı belgeleri yayınlayarak gazeteci olduklarını zanneden bu zevatlar haberleri olmadığı bazı şeyler ortalığa yayıldımı olayın perde arkasını bilmedikleri için başlıyorlar sallamaya...

TV ekranlarından, gazete köşelerinden bir sırrı deşifre ettiklerini zanneden bu arkadaşların hali çölde kuyu aramaya değil, cehennemlik bir adamı kendi imanlarıyla hidayete getirmekten beter bir duruma sokuyor...

Bakın beyler bilinmesi gereken hakikat...GERÇEKTE hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığı...Tıpkı şuan yaşanan süreç gibi...

Zira siz deseniz ki, Bosna'daki katliamın başlamasına sebep olanlardan biri hiç tanınmayan biri VELİ idi...İhtimal sizi yoldan çıkmış olarak lanetleyeceklerdi. Gerçi Hazret diyor ya ''size bildiklerimi söylesem boynumu şerait kılıcı ile doğrarsınız...''Aynen öyle, bazı sırlar var ki deşifre edildiği takdirde bunları ülke ve ülkeler kaldıramayacaktır...''

Ortaya bir mesele döküldüğünde, biri alıyor farklı yana çekiyor, diğeri çok daha farklı bir noktaya getiriyor..Oysa doğrusu ikisi de değil. Çünkü senaryoyu yazanlar öyle bir senaryo yazmış ki, misal Aydınlıkçı geçinenler ABD, PKK düşmanı olmuş, bir başkasıda bütün işi ABD-AKP ortaklığına dökmüş...Başka biri ise sözde bu tarafın taraftarlığını yapıyor...

Ne hazindirki görünürde öyle ama arkada öyle değil...Özellikle son birkaç olay bu fotoğrafı çok daha net gösterdi...( Bizim de bir şeyler bildiğimiz sanılmasın..Bizde cahiller sınıfındayız...Allah affetsin..)
*
Biz 2008'de ilk olarak devletin federasyon projesinden söz ettiğimizde bizi komploculukla suçlayanlar şimdi oturmuş kürdistan projesinden dem vuruyorlar...
*
Birileri -özellikle- Deniz Baykal'ın diskalifiye edildiği üzerinde duruyorda neden (bazı ihanetçiler tarafından) deşifre edildiğinden bahsetmiyor. ( Acaba hesaba çektiler mi Erdoğan'ın önünü neden açtın diye...)
*
Meşhur hikaye '' birliğin başındaki kalleş örgüt liderine telefon açıyor; 2-3 kişi bizden, birkaç kişide sizden ölsün diyor ve kapatıyor...'' Olay yukarıya rapor ediliyor, ses çıkmıyor.. Bir üste çıkarken, çıktığı yerde o da diskalifiye ediliyor...'' O saatten sonra herşey bir hikayeden ibaret...

Evet, aradan kaç gün geçmesine rağmen Türk devleti Ankara saldırganını bulamıyor... Yani Başkent'in göbeğinden saldırgan kayboluyor -TAK- çıkıp biz yaptık diyor...Hay ALLAH...

Keşke polis o sokağın alt-üst-sağ-sol vs.. yerlerinede baksaydı... Bakarsınız etrafta hiç ummadığınız kozmik noktalar çıkardı...

Kozmik derken hatırıma geldi...

Balyozun silahlı kanadı Ankara'da toplantı yaparkan bazı isimleri helikopterle karargaha indirirlerdi...Helikopter sahaya inmeden önce etraftaki asker bir emirle ambara doldurulur gibi içeri tıkılır ve rütbeli tayfa toplantı için karargah içindeki kozmik mahsenin yolunu tutardı.

Uzatmaya lüzum yok...

Yaşanan olaylar karşısında, birileri Adnan Kahveci'den, Muhsin Başkan'a kadar sizin adamlarınızdan ve askerlerinizden bazılarını seçerek şehit edecek kadar ileri bir noktaya gelmişlerse yapacağınız hamleleri iyi düşünmeniz gerekiyor.

Zira şaun da dönen senaryonun göründüğü gibi olmadığını ortaya çıkan son olayların arkasında yaşanan proje ile bir kez daha gördük.

''İsterseniz küreselci baronun sözünü tekrar hatırlayalım; Beni almaya cesaret ettiğiniz an ülkeyi kan gölüne çevireceğimden şüpheniz olmasın...''

Aslında mesele bu sözle bitmiyor.

Alınan karar 2012'de bir devir değişikliği için yeni hamlelerin küresel çapta olacağını ifade ediyor.
*

Son tahlilde bir hatırlatma daha yapalım;


Geçenlerde yazmıştık..KOÇ'ların başı malum Gürcistan'da bir otel odasında dışarı çıkmadan bir hafta inzivaya çekilmişti. Bir süre sonra da Azerbaycan'da bir büyü merkezinde tenhaya çekilmiş...
Neden çekilmiş diye sormayın... Zira bir sonraki ülke çok daha ilginç...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder