Rauf Atilla Polatın yazılarını bir yerde toplamak veya yedeğini almak gerekir diye düşündük.
12 Ocak 2011 Çarşamba
''5 ŞEHİT'' ÇOK DERTLİ...
Sebebi ve müsebbebi var eden herşeyin sahibidir. Kainatta yaşanan olayları sebepler dairesinde birbirine bağlayan da O, her şeyi planlayan ve belli bir kaide içerisinde hareket ettiren de yine O' dur.
Kün, feyekûn...
Reşadiye'deki şehitlerin ardından yazdığımız yazıda ''bu işin arkasında farklı şeyler var, araştırın dediğimizde yine komploculukla suçlanmıştık''. Neyse ki uzun bir aranın ardından karanlık plan ortaya çıkarılmıştı da daha sonra yaşanacak bazı eylemlerin önüne geçilebilmişti.
Malum , kainatta yaşanan her olayın bir görünen birde görünmeyen yüzü vardır.
Siyaseti, yemeyi, içmeyi, oturup, kalkmayı, eğitimi,düşünmeyi, okumayı, yazmayı, araştırmayı, strateji belirlemeyi, senaryo yazmayı, düşmanla savaşmayı ...vs...gibi varlıksal özellikleri Allahsız bir düşünce ve o tarzı ile yaşamak gözleri kör eder. Kör olan da önünü göremeyecektir. Yani hem devletler hem de insan kendini bu anlayışla ister istemez yokluğa mahkum edecektir.
Ayet ''Ne kadar az düşünüyorsunuz'' diyor.
Neden varlığı okurken hakikat penceresinden bakılmaya ihtiyaç duyulmuyor.-Bizim hakikati gördüğümüz hüsnü-zannı- yapılmasın-
Bir kelam erbabı ''yaşanan her olayın arkasındakine bakmalısınız. Açık bir kanaat elde edilmedikçe de vazgeçilmemelisiniz'' diyerek kainatta yaşanan olayların arkasında iyi veya kötü ne varsa görmeye çalışmalı, hem madde boyutunda hem de uhrevi boyutta tefekkür ufku açmalısınız sözleriyle önemli bir noktaya değinmişti....
Türk töresinde şehit kutsallaştırıldığı için, askere gönderdiğimiz evladımız şehit olduğunda ''şehitler ölmez vatan bölünmez, vatan sana canım feda, şehitler ölmedi kalbimizde yaşıyor '' gibi sloganlaşan bir anlayışla gelen her şehidin nasıl ve ne şekilde geldiğine yıllarca bakmadık, Allah'tan dedik öpüp başımıza koyduk.
İyi niyetliydik, devlete güven vardı ve herhangi bir problem yoktu.
Ancak aradan geçen 25 yılın ardından ortaya çıktı ki, içerideki vatan hainleri heroncu olmuş PKK'ya destek çıkmış, birileri PKK bitmesin demiş, başkaları PKK ile anlaşmaya çalışmış, daha başkaları ise gözleri önünden geçen PKK'lıları vurmak istemiş ama bu kez de üsttekileri müsaade etmemiş, ABD ve Alman ajanları cirit atar olmuş...Belki daha bilinmeyen onlarca gayri meşru olay nüzul etmiş ama bizlerin haberi olmamış...
Bir sitenin editörlüğünü yapan arkadaş diyor ki, şehit haberleri girmekten bıktım. Çatışmada şehit olanlara bir anlam veriyorum da diğerlerini anlayamıyorum....Devam ediyor; Yahu bir ordu da asker sürekli olarak kaza geçirerek şehit olur mu?... Bu ordunun adam gibi şoförü yok mu? 20 yaşındaki acemi askerlere kasti olarak mı araba veriliyor...Bir değil, iki değil, üç değil artık yeter....
Evet.Bu mesele o kadar basite indirgenmemeli. Sadece bu yıl trafik kazası ile vefat eden şehit sayısına bakılsa arkadaşın ızdırabına hak vereceğiz.
Asıl mevzuya gelince..Şehit olan 5 vatan evladının vermiş olduğu ızdırap...
Tabii bu meseleye de bizler yine duygusal yaklaşacak ve olayı kapatıp geçip gideceğiz. Olan yine arkada babasız kalan çocuklar ile kadınlara olacak...
Ancak meseleye öyle bakmamalı...
Helikopter, Ankara'nın Sincan İlçesi’ne bağlı Dodurga Köyü Kapalıtepe Mevkisi arasındaki bölge de düşüyor. Tabii kurtulan yok.
Tabii derken...Malum her ne hikmettir bilinmez, bizim ordumuzun -istisnalar hariç- düşen helikopterinden kurtulan olmuyor. Eşref Bitlis'ten başlayarak sıralayabiliriz...
5 şehidimizin haberini okurken Muhsin Başkan'ın helikopterinin düşmesi aklıma geldi. Orada da köylüler aramaya çıkmış bir kaç gün sonra bulunmuştu.
Sincan'da da yine aramaya çıkılıyor, hemen bulunamıyor. Türkiye'nin yani başkentin göbeğinde düşen helikopterin nedense yeri bir türlü tespit edilemiyor.
Sözde sis olduğundan dolayı yanlarından geçilmiş ama fark edilememiş...Daha sonra aramaya köylüler de katılıyor, uzun bir aramanın ardından 5 asker de şehit olarak bulunuyor.
Olay yerine ilk gelen isimler Saldıray Berk ile Erdal Ceylanoğlu...
Su-i zan yapmaya gerek yok. Komplo yazıyoruz ...
Burada bir ilginçlik daha var. Helikopterdeki şehitlerden biri tıpkı Muhsin Başkan gibi yine daha önce kaza yapmış. İlkin de kolunu kırmış ama ikincisi de olmadı...
Gerçi olayı büyütmeye gerek yok....Büyük ihtimal bunların tamamı birer tevafuk pardon tesadüf olsa gerek....
Küçük bir not daha düşelim.
Eğitim gece yapılıyor. İki helikopter yapıyor, ikisi de aynı yerde yapıyor. İkisi de sisli ortamda, biri düşüyor kurtulan olmuyor. Diğerinde problem yok. Üstelik gece zor şartlarda yapılan bu eğitimde kullanılan helikopter ise UH-1 helikopterleri...
İlk üretimi 1967.... ABD'nin Vietnam savaşında M16 tüfekleriyle birlikte kullanılmıştı...Milyarlarca para ayırdığımız savunma sanayine ne yazık ki gece eğitimi için teknik olarak daha üstün modellerin gerisinde kalan helikopterler gönderiliyor ve eğitime gidenlerde acemi olan teğmenler....
Olayın diğer bir acı yanıda bu helikopter yüzünden şuana kadar 13 askerimiz şehit oldu.
Neyse sözü daha fazla uzatmayalım....Alan alır, al-a-mayanda....
O malum söz ne diyordu;
''Önümüzdeki 6 - 7 aylık dönemde hem dünya da hem de Türkiye'de bazı sırlar deşifre olacak...''
Olup, olmayacağını bekleyip görmek lazım....
raufatillapolat@hotmail.com
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder