21 Ocak 2011 Cuma

TSK NEDEN TEMİZLENİYOR?


Emekli General Adnan Tanrıverdi diyor ki   ''30 Ağustos 2010'dan itibaren darbeci damarlar kurumuştur. Darbeci akımın son temsilcisi İlker Başbuğ idi...''
Paşa yanılıyor.
Darbeci akımın son temsilcisi Kıvrıkoğlu idi. Ondan sonra darbe planlayanlar olduğu gibi bundan sonra da her zaman o darbeci damar var olmaya devam edecektir. Zira İttihat ve öncesinden gelen yeniçerici gelenek her zaman darbe zemini buldu mu bunu yapacaklardır. Kökünü kurutmak imkansızdır.

Özellikle şu aşamada TSK içerisindeki Erenler ve dostlar grubuvarlığını devam ettiriyor.  TSK içindeki temizliğe diğer bir açıdan daha bakmamız gerekiyor.
Zira TSK'da darbecilerden fuhuş çetesine ondan  ÇYDD'ye ve Ergenekon'a çıkan düzlemdeki temizlik bir nevi ileriye yönelik büyük bir stratejinin başlangıcıdır.
Malum Türk ordusu büyük bir savaşa hazırlanmak zorundadır.
Yahudi Merkel'in Türkiye aleyhinde konuşması ile küreselci hain yapının önemli piyonlarından Yahudi Sarkozy'nin Türkiye düşmanlığı boşuna değildir. Ayrıca Tunus meselesi birçok zaviyeden gelecekteki büyük savaşla uzaktan ilişkilidir.
Özellikle son 9 aydır Kuzey Irak'ta ciddi toprak satın alma işlemini sürdüren ve bölgedeki gücünü artırma peşinde koşan İsrail geleceğe yönelik kanlı bir planın parçasının ağlarını örüyor.
Çuval hadisesinin başka bir açıdan gündeme gelmeside önemli. Çuval geçirilen o askerlerimizi tekrardan tebrik etmek gerekiyor. Zira onlar o bölgede o gün ve o saatlerde ABD'nin ele geçirip İsrail'e vermeyi planladığı önemli bilgilere sahip olmuş Türkiye'ye aktarımını sağlamış ve ABD'nin süreci kazanmasına izin vermemiştir.
Ayrıca ne Çuval hadisesi ne de 9 Türk'ün öldürülmesi bu vatanın yarasını geçirmeyecektir.
İsrail ile ilişkilerin düzeltilmesi bundan sonra da çok zor bir ihtimaldir. Belli bir düzlemde götürülüp patlayacak olan savaşla da asıl darbe indirilecektir.
Meseleye bu zaviyeden bakıldığında TSK içindeki hainlerin temizlenmesi büyük önem arz etmektedir.
Eğer içerideki PKK-İSRAİL-ABD ve Encümen-i Danişçileri temizlemezseniz yaşanacak  savaşta sadece dışarı ile değil içeriyle de savaşmak durumunda kalacaksınız.
Bir ütopyadan bahsetmiyoruz...
Bu savaş illa ki olmak zorundadır. İlla kan dökülecekte demiyoruz..İhtimal kansız ve kalplerin fethi ile olması da mümkündür...
Ancak belli ölçüde kan vermelisiniz ki kilo alabilesiniz...
Bayrak kan dökülerek düştü, diriliş hem manevi hem maddi yönden ve aynı yerden olacaktır.
Bu savaşın Ortadoğu'da çıkmasına da gerek yok . Farklı bir coğrafya da veya farklı şekillerde de olması ihtimal dahilindedir.
Yalnız şu da bir gerçektir.
Küresel yapının Lordlar kamarası sadece Petrol için Ortadoğu'ya ele geçirmek istemiyor.
İleriye yönelik  bölge  yatırım sahası haline geliyor.
Yeryüzündeki iklim jeomanyetik kutupların değişmesinden dolayı ağırlık bu bölgeye kayıyor. Diğer ülkelerin soğuma ve ısınmasında büyük dengesizlikler beklenirken, Türkiye ve Ortadoğu daha da yaşamsal bir bölge halini almaktadır. ABD filmleri ve şuan da Avrupa'da yaşanan soğuklar zannediyorum delil olarak en güzel örneklerdir.
Allah Resulünün buyurduğu gibi ''Çöller vaha olmadan kıyamet kopmaz...''
Güneydoğu ve aşağı metropol olacaktır.
Tüm bunların ötesinde İsrail'li bir diplomatın ''Fırat'ı Türkiye'ye yedirmez'' lafı ve yakın bir dönemde Yahudilerin yaşayacağı su sıkıntısı meseleni asli boyutunu oluşturmaktadır.
Kuran-ı Kerimi bizden iyi araştıran Yahudiler hem hadislerden hem de ayetlerden yola çıkarak bölgeyi neden didik etmişler zannediyorum anlaşılmaktadır.
Şu aşamada hiç gündemde olmayan ama hakikatte su etrafında duvar oluşturarak bölgeyi kan gölüne çevirecek kadar sinsi planlar peşinde koşan İsrail'le karşı karşıya  geleceğimizde diğer bir ayrı hakikattir.
2005'den sonra petrolden öte su politikası ile hareket eden küresel yapı açığı  ne zaman verir bilinmez. Ancak  bu meselenin de çeşitli boyutları vardır.
Ekonomik ve askeri savaş...
Türkiye ekonomik olarak güçleniyor ancak askeri kanatta bir türlü yenileşme yapamıyor. 1.dünya savaşından sonra Alman bir generalin düşüncesi ile yapılanan TSK bir türlü Türk-İslam ordusu halini alamamaktadır.
Asrın sahibinin yukarıdan geçen  helikopterlere bakarak 'gelecekte İslam'a büyük hizmetleri olacaktır' dediği  Türk ordusunun gelecekte büyük hizmetler yapacağı kaçınılmaz bir gerçektir.
Bu açıdan içeride temizlik bu açıdan önemlidir ayrıca yeterlide değildir.
TSK'daki yeni yapılanma üzerinde çalışan iktidar hangi akla hizmet ediyor bilemiyorum ama alınacak sözleşmeli 50 bin askeri evlenmemek şartı ile 10 yıllığına askere alma düşüncesi nasıl bir mantıktır?
O askerler evlenmeyip ne yapacaklar?
 İzin günlerinde zinaya mı gidecekler yoksa 10 yıl boyunca gazete ve posterleri alıp banyoya mı girecekler?  Ya da çağdaş kızların tuzağına düşerek bedenlerini mi tatmin edecekler?...
Diyelim ki oldu da ilim ve ibadete teşvik ederek takva hayatı yaşatacaksınız ve bu şekilde de nefislerini öldürmelerini sağlayacaksınız.... Böyle bir durumda bile yüzde yüz tutması imkansızdır, zira her nefsin sabrı farklı farklıdır...
Yani böyle bir yeniden yapılanma taaa baştan koftur ve sağlıklı değildir, çöker.
Siz Türkiye'ye küçük bir  Ordu hazırlamıyorsunuz. Ortadoğu'dan Balkanlara kadar askeri liderlik yapacak, bir nevi küresel sistemin yeni mihmandarı olacak Ordu'yu yapılandırıyorsunuz...Ancak bu şekilde olmaz...
Milletin verdiği yetkiyi kullanarak korkmadan ya adam gibi oturun şu Ordu'ya çeki-düzen verin..Ya da hiç karışmayın. Bırakın işin ehli kimse gelsin o yapsın. Boşuna boşuna milleti yeniden yormayın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder