11 Şubat 2011 Cuma

ILIMLI ORTADOĞU KİMLERİN PROJESİ?


ABD'nin ve batının içimizdeki ajanlarının son söylemleri tam bir komedi.

Onlara göre proje şöyle;

'Mısır veya Ortadoğu'ya Türkiye'yi ılımlı İslam ülkesi modeli ile örnek olarak sunuyorlar. İlk önce Türkiye'de askeri yıprattılar devleti ele geçirip ılımlı İslam'a çevirdiler, dönüştürdüler, şimdi ise bütün Ortadoğu'ya aynı oyun oynanıyor...''


Dinden haberi olmayan bu sekülerler ne İslam'ı bilirler nede ılımlı veya radikal diye bir İslam'ın olmadığından haberleri vardır.

Bunlara, ne Gülen grubu ılımlı İslam'ı temsil eder nede Hizbullahçılar radikalliğin temsilcileridir, deseniz anlamazlar.

Yahudilikte 71, Hıristiyanlıkta 72 İslam'da ise 73 fırka vardır...

Mahmut Efendi ayrı bir kolu temsil eder, Zehracılar farklı bir kanadı, Nakşilerin yolu farklıdır, Gülenciler ise daha da ayrı bir girizgahtan yol açmışlardır...

Birinde cübbe ile sarık vardır ve o yaşama zevkini de yaşatmak için olmalıdır, diğeri kalp ile zikirden başlayarak Seyr-ü süluk yolunu tercih eder, başka biri inzivaya çekilir sadece Allah der inler, bir diğeri de  hem dünya hem de ukbayı birlikte götürmenin yollarını araştırır, bulur ve o yoldan devam eder...

Birileri moderniteye örtü düzleminde baktığında yukarıdakilerin hangi amaca hizmet ettiğine değil de giydikleri cübbe ve sarığa bakarak şekilsel değerlendirme yapacak, bazı kıyafetlerin -onlara göre- çağa uygun olmadığını gördüğünde de birine radikal diğerine ise ılımlı İslam diyecek ve o anlayış üzerine onlarca komplo kurarak kalkacak işi getirip Türkiye'nin politikalarına dayayacak...

Bunlarla yetinmeyecek AKP iktidarını veya RTE'yi İslam'ı temsil ediyor diye de pazarlayacaklar...

Yahu çok merak ediyorum bu AKP iktidarı İslam'ın neyini temsil ediyor?

Eğer dine serbestiyet sağlıyorlarsa, bazı tarikat ve cemaatlerin faaliyetlerine karışmıyorlarsa ve buna da birileri hizmet nazarı ile bakıyorlarsa vay onların hallerine...

Bu tür icraatlar onların zaten vazifeleri ve yapmak zorundalar.

Ayrıca Ergenekon operasyonunu başkaları yapmasına rağmen, sanki AKP büyük bir iş yapıyormuş olarak ters muhalefet yapmak ise şuursuzluğun daniskasıdır.

Aksine AKP bazı noktalarda engel olmuş ve ileri gitmesinede izin vermemiştir.

Aynı zamanda iktidarın başındaki şahsın korkaklığı yüzünden de Türkiye bir o kadar geri kalmış ve ilerlemekte gecikmiştir...

Birazcık yürekleri yetseydi ve cesaretleri olsalardı şuan da baronların en azından yüzde 50'sinin sesi kesilmiş dizginler büyük ölçüde ele geçirilmişti. Yine TSK içindeki hainler temizlenmiş ve PKK sorununda da bir ölçüde çözüme yaklaşılmıştı...

Hilmi Paşa'dan sonra TSK'yı eski haline döndürenlerin  baş sorumlusu AKP iktidarıdır. Bilinmelidir ki, bu işler kürsüden bağırarak,  meydanlarda şov yaparak olmuyor.

İktidara geldiklerinde ne politikaları nede herhangi bir projeleri vardı. Dış politika ile ilgili ciddi bir ufukları da yoktu. Ne de derin devletin varlığına inanıyorlardı.

2007'de Ergenekon'un çıkışına inanmayan 2009'daki suikast çizimlerini gördükten sonra zorla inan bir devlet yöneticisi ancak bu kadar devlet yönetir.

İsrail ile savaşa sürüklendiğimiz dönemde devletin akil adamlarından olan şahsın yaptığı hamleden dolayı onu ihanetle suçlayan, çıksın özür dilesin diyende yine aynı devlet adamıdır...

Aslında mevzuumuz bu değil.  Ancak hala daha AKP iktidarını ılımlı İslam projesi ile sunmak tam bir gaflettir. Ve AKP'yi eleştirenlerin cehaletini gösterir.(Elde bir sürü eleştirecek olay varken....)

Zira ortada ılımlı İslam diye bir proje bile yoktur. Sadece bir komplodan ibaret ortaya atılmış ve bazı safderunların inanması ile de yayılan hayali proje olarak ortaya çıkmıştır.

Bazı ansokledipedi sitesindeki safkalozlar bile ılımlı İslam'ı '' İslam ülkelerinde radikal İslami hareketlerle ilişkili istikrarsızlık ve bunun getireceği siyasi sonuçların, Amerikan ve Batı karşıtlığı hareketlerine, güvenlik zaafiyetlerine ve olası menfaat kayıplarına sebep olmasının önüne geçmek için ABD düşünce kuruluşlarında geliştirilen modernist, protestan İslam yorumu'' diye tarif etmişler...

TSK'da generallik yapan ve yapan bazı komutanların bu senaryoya inanmaları ise düştüğümüz halin acı yanlarını bize net olarak göstermektedir.

Evet, AKP'nin iktidara gelmesinde ABD desteği vardır. Ve bu doğrudur. Ama AKP'nin gelişinin ılımlı İslam'la bir alakası yoktur. Ayrıca 2005'ten sonra AKP ABD'nin kontrolünden çıkmış başka bir tarafın kontrolüne geçmiştir -ki orada da farklı bir ortaklıktır vardır, AKP'de bunun farkında veya değildir.

Ayrıca Türkiye'de ılımlı İslam diye bir şey uydurabilmeniz için ona inanacak bir taban olmalı ve o tabana en az 25 yıllık bir yatırım yapabilmelisiniz -ki ancak karşılık bulabilesiniz.

Zaten bu milletin elinden 1950'ye kadar İman-Kuran alınmış, 60'dan sonra asime edilerek sekülerleştirilmiş, dini yaşam ortadan kaldırılmış...Siz de bunun üzerine getirip ılımlı İslam diye bir proje koyacaksınız....pehhhh...

Eğer ABD ile Türkiye'nin politikaları uyuşuyorsa ve sizler bunu bir ABD projesi olarak algılıyorsanız o sizin acziyet ve zavallılığınızın göstergesidir.

Zira dünyayı yönetenler  Fransa'dan İngiltere'ye uzanan düzlemdeki yapılarını şu aşamada proje üretmek yerine farklı şeylere çevirmiş durumdalar. Ortadoğu ile de İsrail ve ABD-İngiltere lobisi ilgileniyor. Onlar da zaten kaybetmiş durumdalar.

Artık ip ellerinden kaydı. Şuan yapılan tek şey, güçlenen Türkiye'yi karşılarına almamak ve Ortadoğu'nun hedefine oturmamak.

ABD biliyor ki, Arap dünyasının tamamını ve Türkiye'yi de karşıma alırsam dünyada varlığımın hiç bir anlamı kalmayacak. Ve tamamen kaybedeceğim...

Elinde  olan bütün gücünü de kullanarak ne kurtarsam kar'dır felsefesi ile yaklaşması aynı zamanda bizimde işimize gelmektedir. Siz dünyayı yöneten bir ülkeyi karşınıza alarak süper güç olamazsınız ve derin bir  çukura yuvarlanırsınız.

Eğer şuan da ABD kaybediyor, Türkiye yükseliyorsa burada en güzel politika onlarla iyi geçinerek ve kendi faydanızı düşünerek strateji belirlemektir.

Zaten Türk lobisinin ana ekseninide bu düşünce oluşturuyor. ABD tamamen kaybedene kadar onlarla iyi geçinmek, düştükleri zamanda onları da emrinizin altına almak...

Nitekim meseleye yerel değil de küresel baktığımızda yani olayları bütünsel olarak değerlendirdiğimizde şuanda gelişen olayların tamamı bizim lehimize, ABD'nin aleyhine...Tabii anlayana...

Yalnız gerçek olan bir şey daha var - ki o da bu iş RTE ile daha fazla gitmeyecek gerçeği...Zira hem korkarak hem de makam sevdası Türkiye'nin yapması gereken hamleleri geciktiriyor ve süreci zorlaştırıyor...

Umarım 2011 Haziran'ından sonra da böyle devam etmez....Aksi halde seçimden sonra koltuk çok daha kolay kaydırılır...

OKUNMALI

Muhsin başkan'ın öldürülmesi ile ilgili Önder Aytaç'ın aşağıdaki linkteki yazısı okunmalı....Olay madde madde anlatılmış, fazla söze gerek kalmamış...

http://www.anayurthaber.com/detaymysqlnew/25680/derin-devlet-oldurdu

raufatillapolat@hotmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder