Rauf Atilla Polatın yazılarını bir yerde toplamak veya yedeğini almak gerekir diye düşündük.
13 Mart 2011 Pazar
MHP'YE KURULAN BÜYÜK TUZAK...
İstifa eden aday adaylarından sonra iktidarla başlamak gerek ancak onları biraz daha bekleme taraftarıyım. Zira yine işe arkadaşlık, eş dost meselesini mi karıştıracaklar, yoksa gerçekten devlet yönetmek için mi adam seçecekler göreceğiz.
CHP'yi zaten konuşmaya gerek yok. Kim olursa olsun fark etmez. Onlara ihtimal en az 70 sene daha ikbal yoktur.
Burada önemli olarak MHP üzerinde durmak gerekiyor.
Şahsıma yönelik, neden sürekli AKP'yi eleştiriyorsun da MHP'ye hiç dokunmuyorsun diye serzenişte bulunan dostlar oluyor...
Açıkçası hiç bir partiyi eleştirme gibi bir düşüncem yoktur. Zira eleştiri yapıcılık getirmez. Aksine ters tepki ve çıkarsız bir yol demektir ve batının soktuğu bir entel fasoniyesidir. Burada sadece doğru ve yanlışlar vardır. Ve önemli olan da doğru olanı yazmaktır...İktidar veya muhalefet ister alır-ister almaz orası onların bileceği iştir. Zaten hüküm muhakkak verilecektir.
Kutsal kitap ''Heva ve hevesini kendine ilah edinen (hak-batıl, hidayet - delalet konusunda) bilgisi olduğu halde neticede Allah'ın kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünün üstüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah’tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâla ibret almayacak mısınız? ( Casiye - 23) '' buyuruyor.
Burada sure'nin 27. ayeti ile birlikte değerlendirildiğinde ' heva ve heves -kibir ve zulmi şartlanmışlık -gibi sebeplerle kulakları ve kalbi mühürlenmemiş, gözlerine perde çekilmemiş herkes hakikati görüp Allah'ın varlığına şahadet etmekten başka bir yol bulamaz.
Hakikati bilen birisi de kimin ne olduğunu bilmekte ve hangi hamlenin ne işe yarayacağını görebilmektedir. Meseleye bakarken de sadece dünyevi değil ayrıca uhrevi olarak konuyu ele alacak ve stratejisini ona göre belirleyecektir.
Siyasette de durum böyledir. Ecdat her meseleyi ve hamleyi Kuran ve sünnet ölçüleri içerisinde ele alır, İslami hakikatin dışına çıkmazdı...Ne zaman ki çıktı, işte o zaman perişan oldu.
İstanbul'un fethinin bile sünnet endeksli olması bize çok önemli işaretler vermektedir. Hatta mevzuyu bir adım daha ileri götürüp tasavvufi boyutta şunu yazabiliriz. 'Hz. İdris kendi devrinde savaşa girecek askerin durumunu tek tek cifir ilmi ile ele alıp gönderilecek askerlere öyle karar verirdi. '' Zaten Osmanlı'da da bunun örnekleri çoktur... Keşke şimdi de buna benzer bir sistem kurulup gerekenler yapılabilse...
Evet asıl meseleye gelince...
MHP ilk önce Engin Alan ile tuzağa düşürüldü. İkinci büyük tuzak Haberal'in adaylığıydı ki, Bahçeli bu hamleyi elinin tersi ile iterek karşı tarafa büyük bir darbe indirdi. Umarım, bundan sonra Alan meselesinde olduğu gibi yine zor durumda bırakılmaz.
Tabi son sert tavıra rağmen, yine de son istifalardan sonra Osman Kaçmaz'ın partiden aday olacağı yönünde teşkilatlar da yine propagandalar yapılmaya çalışılıyor. Bu isimler yetmezmiş gibi birde eski TİKKO'cu, ulusalcı ve zamanında Başbuğ Türkeş'e hakaret eden Nihat Genç'te partiden aday gösterilmesi yönünde baskı kurulmak isteniyor...
Dilerim bunlar doğru değildir ve inşallah Bahçeli bu tuzağa düşürülmez.
Zira bazı şeyleri açık konuşmak gerekirse MHP'yi baraja itmek isteyen kadro aslında çok daha tehlikeli bir yapıdır..Kader denk noktasında AKP'de iki partili bir meclis istiyor, malum yapıda MHP'yi dışarda istiyor...
Gerçekte karanlık yapının amacı MHP'nin mecliste olması değildir.
Zira Bahçeli orada iken zaten MHP mecliste olmuş-olmamış onlar için o kadar da önemli değil. Önemli olan parti tabanını rahat yönlendirebilecekleri bir lider. Her şeye rağmen Bahçeli şuan da zor durumda olmasına rağmen buna hala müsaade etmiyor.
Eğer parti mecliste dışında kalırsa ilk hedef Bahçeli...Ve ondan sonra da planın devreye girişi.
Alan'ın vekil olarak meclise girmesi onlar için o kadar önemli değil. Önemli olan Engin Alan, Osman Kaçmaz ve Nihat G. gibi kimselerin aday olduğu bir partinin baraj riskinin artacak olması.
MHP'nin oyuna talip olduğu halk üzerinde bu isimler darbeci ve lekeli olarak tanınıyor. (MHP tabanının onay vermesi partiyi iktidar yapmıyor...)
E. Alan mevzusu da öyle. MHP tabanı bir ihtimal asker diye hüsnü-zan besleyebilir. Ancak seçime doğru ve sonrası Alan'la ilgili bir takımın belgelerin çıkması kuvvetle muhtemel.
Birincisi, PKK'ya karşı savaştı denilmesi büyük bir hatadır.. Ulusalcı kanattan biri diyor ki 'Alan'ın PKK'ya karşı hiç bir net başarısı yoktur. O da oradaki diğer komutanlar gibi operasyon yapmış geri çekilmiştir. Bunun dışında da yaptığı herhangi bir olağanüstü icraatı yoktur ve bunu arkadaşları da çok iyi bilmektedir''...
Evet asıl mesele ise onunla ilgili ikinci mevzuu.
Malum, Engin Alan zamanında Azerbaycan Bakü'da askeri ateşe idi. Ve Gladio'nun NATO kadrosundan yetiştirilmiş birisidir. O dönemde Bakü'de CIA'nın yaptığı birçok operasyona karışmış ve Azerbaycan devletinin kara listesinde yer almıştır. Türkiye'ye orada büyük yaralar açmıştır ve zamanın G.Kurmay karargahı da bundan haberdardır. Ve bu şahısla ilgili elde birçok bilgi vardır. Zaten örgütün Veli Küçük'ten sonra ki operasyonel kanadının başına getirilen isim de yine Engin Alan'dır.
Parti'ye isim olarak önerildiğinde Azerbaycan'a ve istihbarat birimlerine sorulduğu takdirde bile onunla ilgili bir çok belgeye ulaşılması mümkündür. Ulaşan bilgilere göre de ya seçime yakın ya da seçimden sonra bu belgeleri büyük ihtimalle ortaya süreceklerdir. Bunu yapacak olan birimde ABD'ye uşaklık yapan bir ucu Silivri de olan malum karanlık örgüt.
Dediğim gibi bu yazılanların doğruluğunu istihbarat birimlerine sorularak öğrenilebilir. Ama bu soruyu NATO'cu ve Avrasyacılara değil Müslüman-Türk subaylarına sormak gerekmektedir.
Osman Kaçmaz'dan zaten bahsetmeye gerek yok. Nihat G. gibi kimselerden medet uman bir partinin iktidar olma şansı da ihtimal midir? ...
*
Evet ortada MHP'ye karşı oynanan büyük bir oyun vardır. Ve farkında olmadan buna ayaklık eden yandaşlar da mevcuttur.
Unutulmamalıdır ki, Türkiye'de sorunların çözülmesi için MHP'nin tabanının da bir bütünlük içerisinde olması ve temsiliyeti şarttır. Dışlayarak bu problem çözülmez, aksine ters tepki doğuracaktır...
Ayrıca şahsıma yönelik;
Bahçeli'nin geçmişini bilmiyor musun?
Bu partinin bazı isimlerinin nerelere hizmet ettiği malum... gibi sorularla eleştirerek neden MHP'ye sürekli destek çıkıyorsun diyorlar...
Aslında hiç bir şey göründüğü gibi değil...
Buradan RTE, Kemal ve Bahçeli ile ilgili bir çok şey yazabiliriz... Misal Yılmaz, Özal, Recai Kutan'dan başlayarak sizlere bir çok isim hakkında kozmik bilgiler de sunabiliriz.... Yine 4. dedelerinden başlayarak birçok iş adamı, gazetecinin de sizlere hangi yapı ve ırktan olduklarını da söylemek mümkün...
Nice milliyetçi, devletçi, ulusalcı gözüken adamların Ermeni , Gürcü, Rum ve.... ırktan olduklarını serrişte edebiliriz...Solcu gözüken bazı isimlerin nasıl dönüştürüldüğü ve nerelere hizmet ettiklerini de...
Ancak bunların ne bir ehemmiyeti var ne de şuan da kimseye bir fayda sağlar...Zaten zamanı geldiğinde Özel harp'in arşivinde zulalanmış başta malum adam olmak üzere her şey ortaya dökülecek kimlerin ne olduğu devlet tarafından açıkça ispatlanacaktır...
Her şeyin zamanı vardır. Ve Türk devletinin lider olması için oluşması gereken şartları beklemek gerekmektedir.
Kim bilir belki birilerini suikastla tehdit etmişlerdir...Ve elden bir şey gelmemektedir... Zannediyorum en iyisi bundan sonrasını sabırla sadece izlemek gerekmektedir...
raufatillapolat@hotmail.com
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder