Rauf Atilla Polatın yazılarını bir yerde toplamak veya yedeğini almak gerekir diye düşündük.
3 Mart 2011 Perşembe
BU NASIL BİR İHANET'TİR?
Askeri casusluk iddianamesini okuyunca Emin efendinin Ordu'yu şikayet eden feveranlarına hak vermiyor değilim.
Öyle bir dava ki ne 2003'te ne de daha önce fiiliyata sokulmuş bir yapılanma..Yeni ve sıcak...
Bu kadar ihanet yüzünden kutsal Türk devletini yıkmadığı için bir kez daha Allah'a secde etmek iktiza ediyor...
Zira devletin kasalarından 300 bin belgeyi ele geçirip dışarıya satmak, yiyilir yutulur cinsten değil.
Üstelik mahkeme bu 300 bin belgenin 160 binine açıklanmasın diye şerh düşüyor - ki diğer devletlerle sorun çıkmasın.
Bu nasıl bir ihanet-vicdansızlık ve düşmanlıktır? Bu adamları oralara kadar kimler yerleştirmiş, büyütmüş ve vazifelendirmiş henüz muallakta...
Hakikatte olan bir şey var ki, Türk ordusu şu aşamada büyük bir tehlike altında.
Başbakan'ın ses çıkaramadığı ve..... Hasdal'a gitmek zorunda kalan G.kurmay Başkanı'nın korkacağı kadar güçlü olan bu yapının parça parça ortaya dökülmesi ipin hangi uçta ve kimlerde olduğunu ve nasıl ortaya çıkarılacağı düşündürüyor.
Ordu içinde bir Albay'ın çıkıp Askeri casusluk ve fuhuş çetesi kuracak olması ve ona itaat edecek olanların içerisinde Tümgenerallerin olması daha da vahim bir durum.
Örgüte bakıyoruz içerisinde Albay, General, TÜBİTAK daire başkanı ve çalışanları, ayrıca 40'a yakın muvazzaf subay ve çeşitli uyrukta fuhuş yapan kadınlar...
Bunlara, aldığınız maaş mı yetmedi? Yoksa başka bir hırsın kurbanı mı oldunuz?...Ya da sizi oralara getirenler sizden böyle bir şerefsizlik yapmanızı mı istedi?...diye sorsak, kadın gibi kıvıracaklarından şüphe duymamak gerek.
TSK'yı güçlendirecek olan projelerle ilgili aralarında geçen şu ihanet konuşmalarına bakalım;
"Yunus Projesinin tüm detayları, Denizaltı Projesi, Milgem Sonar ve Milpas Projeleri Necmi Yıldırım tarafından organize edilerek başarılı bir şekilde pazarlanmıştır. Necmi Yıldırım için yapılacak bir ek ödüllendirmenin diğer personel tarafından da olumlu bir motivasyon olarak algılanacağı değerlendirilmektedir. 20.000TL lik bir miktar bu motivasyon için Necmi Yıldırım'a ödenebilir."
Evet, adamlar projeleri ele geçiriyor, dışarıya satıyor ve ardından bu işi yapan şahsı da ek olarak ödüllendiriyorlar...Üstelik bu ödül diğer personele motivasyon inceliği taşıyor...
Psikologlar bilirler. Bu tür yapılanmalarda böyle ince işçilikler olmaz....Operasyon yapılır, herkes parasını alır dağılır. Ancak iş ödüllendirmelere gelirse büyük ve rahat bir organizasyondan bahsedilir.
Nitekim Yale Üniversitesinin bahçesindeki ''mezar'' adlı binanın da içine kimse giremez ama o binanın hangi kurula ait olduklarını bilirler. Ve Tapınak'ın bir kolunu temsil eden bu binanın temsilcileri bundan hiç rahatsız olmaz..Zira güç ve kendine güven böyle bir rahatlık getiriyor...(Malum ETÖ'yü de bu rahatlık yaktı...Onlarınkine ise biraz daha zaman var)
-İsrail uçaklarının Türk hava sahasında iniş yapmaları, bizim hava sahamızda cirit atmaları 3 yıl öncesine kadar TSK'nın belli kanatları tarafından bilinir ama ses çıkarılmazdı..Şimdi ise yine gizlice iniş yaptıklarını iddia edenler olsa da biz inanmak istemiyoruz- (Doğru:Konumuzla alakası yok)
TÜBİTAK'a kök salmış örgüt kurumu adeta mekanları haline getirmiş. Yetmemiş TSK, HAVELSAN ve GES Komutanlığı gibi devletin stratejik kurumlarında cirit atar olmuşlar.
Ordu'nun filolarının görüntülerini çekmekle kalmamış, yurt dışına kuryelerle bilgi göndererek dışarıdaki işbirlikçilerle devletin iffetine dokunur hale gelmişler...
Hem de öyle bir dokunmuşlar ki Türk ırkının yüzünü düşürecek cinsten.
Malum mağdur sıfatı ile 'Emekli Tuğamiral Türker Ertürk, Tümamiral Mücahit Şişlioğlu, Koramiral Deniz Cora, Tümamiral Ramazan Cem Gürdeniz ile Tuğamiral Sinan Ertuğrul' gibi isimlerin ifadelerine baş vurulduğunu ve bu isimlerin hangi vazifelerde olduğunu da mütalaa edince düştüğümüz hali oturup düşünmek gerek....
Malum çetenin yapılanmasına bakıldığında yerel baz da bir yapı gibi gözükse de, Balyoz belgelerinin bulunduğu odanın sahibi Binbaşı Kemalettin'e düştükleri notta
''Kemalettin Yakar'ın çok fazla borcu var. Kredi kartları iptal ediliyor. Kullandığınız kızlar adına kredi çekti ama kapatamadı. Bu yüzden eski görüştükleriyle habersiz görüşüyor. Galiba bilgi satıyor. İleride başımıza bela olur." gibi bir ifadenin geçmesi örgütün bir numarasının Albay İbrahim'le sınırlı olmadığını gösteren küçük işaretlerden...
Nasıl ki, Balyoz'un 1 numarası olarak gözüken Çetin Doğan'ın arkasına bakılmalı, aynen Tümgeneral'e emir veren, devletin 5 önemli kurumunda yapılanmaya giden ve generalleri eş değiştirme partilerine sokacak kadar ileriye giden Albay İbrahim'in bu işi tek başına planlaması akli ve mantıki değildir.
Ayrıca TSK'nın önemli bilgilerini satacağı ülkelerde Türk devleti ile karşı karşıya kaldığında fazla tınmayacak bir devlet olması gerekir -ki, İbrahim Albay bilgileri daha rahat satabilsin...
İşin aslı itibariyle sıradan bir Albay; Hem devletin 300 bin belgesini ele geçirecek, 1048 kişiyi fişleyecek ve devletin içinde kadrolaşacak, sonra yapıyı çok rahat bir şekilde yönetecek, büyüyecek ve dışarıya belgeleri normal bir şekilde satacak....Ve tüm bunların başında sıradan bir Albay olacak...Yesinler sizi....
Aslında uzatmaya gerek yok... Bu işin arkasında kimlerin olduğunu kullanılan bir yöntemle açığa çıkıyor...İşte o 3 önemli benzerlik....
Vatan haini Askeri casuslarda ele geçirilen belgede ''Ergenekon'un düzmece olduğu anlatılsın, Balyoz ve Poyrazköy önemsizleştirilsin, PKK'ya bilgi verilsin...'' diyor...
Hanefi Avcı' da ele geçirilen belgede ise;
''Darbe için zemin hazırlanmalı, terör artmalı ve kan dökülmeli, Dönemin 1. Ordu komutanı bizden olmalı, Ankara'daki Dördüncü Kolordu Komutanı mutlaka bize bağlı olmalı ...' deniyor...
Soner Yalçın ve ekibinde geçirilen belgelerde ise;
''Ergenekon davası boşa çıkarılmalı, sanık İlhan Cihaner bayraklaştırılmalı, Hanefi Avcı ve Sabri Uzun gibi emniyet müdürlerinin yazdığı ve yazmaya devam ettiği kitaplarla ilgili sulandırma projeleri, Kritik haberler (Silivri, PKK, Çetin Paşa, Haberal) mutlaka hocaya sorulacak”, “Soner ve Batum’a yönelik eleştirilere karşı anında reaksiyon verilecek, Şehit cenazelerinin ön plana çıkarılması, TSK'yı tahrik edici haberlerin yapılması...'' isteniyor...
Evet Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Ayışığı, Eldiven, İhanetçi Heroncular ve Askeri casusluk çetesi...vs... Ve onlarca ihanet, alçaklık ve İsrail, Rus ve ABD işbirlikçiliği...
Zannediyorum kutsal ordumuzun ne hale getirildiği son iddianame ile bir kez daha ortada...
Ne diyelim, Allah bu milletin gözbebeği olan ordumuz içindeki Müslüman Türk subaylarına sabır versin...
raufatillapolat@hotmail.com
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder